9 Ocak 2018 Salı

Şairler Fakir Ölür

Çocukluğuma dönüyorum seninle...
O ipragaz sireni çalan arabaya asılıyor,
İnce ve kemikli kollarım.
Düşüyorum ! Kanıyor sızlayan dizlerim !
Senin için bunlar bir anlam ifade etmiyor,
Biliyorum...
Tanrı anlıyor ki halimden,
Büyüdük öyle acı,öyle birden.
Şimdi yine asılsak hayat isimli arabalara.
Kanasa bu sefer yüreğimiz,
Annemiz bile tutamaz o yaranın ellerinden.
Halimize güler bir köşeden.
Benim için sen aynı çocukluğum gibisin.
Ne tam yaşanabildin,özgürce...
Ne de dönebildim sana,
Akşam ezanından sonra,
Koşa koşa...
Şimdi sana o kadar tanıdıktır ki gözlerim, 
Bana bir kez ağlamaklı baksalar,
Koşa koşa gelirim.
Sen bilmezsin ama kalbin,
Bir kelebeğin ömrü kadar kısa mesafedir,
Benim yaralarıma.
Senin varlığınla kurduğum hayaller,
Tek göz oda ve yıkık dökük duvarlı,
Ahşap kapılı bir mutfakla sınırlıdır hayatta.
Ahiret başka,orada saraylarımda kraliçemsin.
Uyanırız o tek göz odalarda sabahlara.
Kahvaltı vakti gelir,sofralar kurulur.
Çaylar dökülür bardaklara.
Sabahın en köründe koyulurum yine yollara.
Ve haklısın baba,

Şairler fakir ölür bu dünyada...
x

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder